Obezite-Gıda Bağımlılığı

Göbek bölgenizde, kol, bacak, ve kalça bölgenizde yağ birikimi yoksa; yürürken veya merdivenlerden çıkarken nefes nefese kalmıyorsanız; boyunuzla kilonuz orantılıysa yani vücut kitle indeksiniz normalse; sık kilo alma ve verme durumunu yaşamıyorsanız; karnınız tok olduğu halde sık sık yemek yeme ihtiyacı hissetmiyorsanız ve yemekten sonra kendinizi halsiz hissetmiyorsanız; kronik hastalığınız yok ve sık sık hasta olmuyorsanız; uykularınız kaliteliyse ve sabahları enerjik uyanıyorsanız; sık sık kabızlık veya ishal problemi yaşamıyorsanız; konsantrasyon probleminiz yoksa ve kendinizi mutlu ve verimli hissediyorsanız; bunlar ideal kiloda ve sağlıklı olduğunuzun işaretleridir.

Bu saydıklarımız sizde eksikse vücudunuzda bir şeyler ters gidiyor demektir.

Obezite ve Fazla Kilo Nedir?

Günümüzde en yaygın sağlık problemlerinden biri obezitedir.

Vücudun; enerji deposu, vücut ısısının korunması ve endokrin fonksiyonlar için bir miktar yağ dokuya ihtiyacı vardır fakat vücutta ihtiyaçtan fazla istenmeyen yağ dokusunun birikmesi obezite olarak tanımlanmaktadır.

Obezite nedenleri nelerdir?

Obezitenin en önemli nedeni yaşam tarzıdır.

Günümüzde basit karbonhidrat tüketiminin artması; hava, su ve gıda kirliliği (gıda katkı maddeleri, kimyasal ilaçlar vb.) nedeniyle kişilerin vücudundaki toksik yükün artması; gereksiz ilaç kullanımları (ağrı kesiciler, antibiyotikler vb.); stres düzeyinin yüksek olması nedeniyle kortizol hormonunun aşırı yükselmesi ve yine stres düzeyinin yüksek olması sonucu gerçekleşen basit karbonhidratlara karşı duygusal yeme; bağırsağı ve dolayısıyla tüm vücudu olumsuz yönde etkilemektedir.

Bağırsakta patojen (zararlı) bakterilerle probiyotik (yararlı) bakteriler savaş halindedir. Basit karbonhidrat yönünden zengin beslenme bağırsaktaki Candida gibi patojen (zararlı) bakterilerin sayısını arttırır ve bunun sonucunda bağırsağın yüzeyinde bulunan bağırsağı koruyan probiyotik bakteriler sayıca azalır. İnce bağırsaktaki bakteri florasının bozulması ve patojen bakterilerin olması gerekenden sayıca çok fazla olması durumuna ″SIBO″ denilmektedir.

SIBO durumunda bağırsak yüzeyi savunmasız kalmaktadır ve toksinler, katkı maddeleri veya karbonhidratlarda bulunan gluten, süt ve süt ürünlerinde bulunan laktoz ve kazein bağırsak yüzeyinde porlara yani deliklere neden olmaktadır. Bu duruma ″Sızdıran/Geçirgen Bağırsak″ denilmektedir.

Geçirgen bağırsak nedeniyle kana geçmemesi gereken toksin, katkı maddesi, gluten, laktoz, kazein gibi yabancı maddeler kana geçer ve bağışıklık sistemi devreye girer. Her ne kadar bağışıklık tüm gücüyle çalışsa da bağırsaklar onarılmadığı için yabancı maddeler vücuda girmeye devam edecektir ve vücut kaslar için harcayacağı enerjiyi bağışıklık için harcamaya başlar ve siz kendinizi yorgun, halsiz hissetmeye başlarsınız. Bağışıklık sisteminin aşırı uyarılması sonucu başlangıçta vücutta enflamasyon oluşur, devam ederse obezite, gıda intoleransları, alerjiler ve otoimmün hastalıklar görülür.

 

Obezite; insülin direnci, Tip 2 diyabet, hipertansiyon ve kardiyovasküler hastalıklar gibi kronik hastalıkları da beraberinde getirmektedir. Bu duruma metabolik sendrom denilmektedir.

Bu tablodan sonra kişi kendini kısır bir döngüye girmiş gibi hissetmektedir. Çünkü, obezite kronik hastalıkların oluşumunu tetiklerken kronik hastalıklarda obezite oluşumunu tetiklemektedir.

 

 

BU KISIR DÖNGÜYÜ KIRMAK KALICI KİLO VERMEK VE SAĞLIĞA KAVUŞMAK İÇİN NE YAPILMALI?

Biz problemin asıl kaynağına yani bağırsaklara odaklanıyoruz.

Bağırsağa zarar veren ve bağırsak florasını bozan basit karbonhidratlara olan gıda bağımlılığına biofeedback işlemi ile son veriyoruz.

Biofeedback işlemiyle basit karbonhidratların ters frekansları vücudunuza gönderilmektedir. Bunun sonucunda vücudunuzda bir nötrleme(DENGELEME) işlemi gerçekleşmektedir ve karbonhidratlara karşı iştahınız azalmaktadır. Bu süreçte porsiyonlu ve saatli bir diyet listesi vermemekteyiz. Böylece sağlığınıza zarar veren gıdaları sadece yasaklamıyor bu gıdalara karşı iştahınızı kapatarak, basit karbonhidratları beslenmenizden çıkartmanızı sağlıyoruz.

HANGİ GIDALARA KARŞI İŞTAH KAPANIR VE HANGİ GIDALAR BESLENMEDEN ÇIKARILIR?

Un, un içeren gıdalar, şeker, şeker içeren ürünler, nişasta (pirinç, bulgur, makarna, patates, mısır vb.), süt, meyveler ve alkol diyetten çıkarılmaktadır.  Bu gıdalar bağımlılık yaratan gıdalardır ve kişilerin vazgeçmekte zorlandığı gıdalardır. Biofeedback işlemi bu gıdalara karşı iştahınızı kapattığı için bu beslenmeyi yapmakta zorlanmayacaksınız.

Serbest gıdalar (sebzeler, et, tavuk, balık, hindi, yoğurt, peynir, kurubaklagiller, yağlar vb.) ise doyana kadar tüketilebilmektedir.

Biofeedback ile basit karbonhidratlara ve rafine şekere karşı iştahı kapatıp beslenmeden çıkartıyoruz, fakat kilo problemi sadece beslenmeyle de ilişkili değildir. Aynı zamanda biofeedback işlemiyle kilo problemine neden olan toksin ve ağır metal atılımı da gerçekleştirilmektedir.

Yine biofeedback işlemiyle BACH çiçeklerini kullanarak hem duygusal yemeyi önleyebilmekteyiz. Böylece stres kontrolüne yardımcı olup vücudun salgıladığı kortizol düzeyini azaltarak diyet stresi olmadan kilo vermenizi destekliyoruz.

PEKİ BİOFEEDBACK İŞLEMİ NASIL GERÇEKLEŞMEKTEDİR?

İşlem kişi oturur pozisyondayken yapılmaktadır. Alında, ellerde, karın bölgesinde ve ayaklarda elektrotlar bulunmaktadır. İşlem yaklaşık 1 saat sürmektedir. İlk iki seans 5 gün arayla sonraki seanslar iki haftada bir gerçekleşmektedir. İşlem sırasında herhangi bir acı, ağrı hissetmezsiniz ve herhangi bir ilaç kullanılmaz.

İşlemin yan etkisi bulunmamaktadır.

ÇOCUKLARA UYGULANABİLİR Mİ?

Tüm yaş gruplarına uygulama yapılmaktadır.

BİOFEEDBACK İŞLEMİNDEN SONRA NE OLMAKTADIR?

İlk seans itibariyle karbonhidratlara karşı iştahınız fark edilir derecede azalacaktır ancak ikinci seansınızdan sonra önünüzde önceden bağımlısı olduğunuz tatlı veya hamur işi gibi gıdalar yense bile canınız istemeyecektir. Diyet yapıyor hissi olmaksızın doya doya zayıflayacaksınız. Aynı zamanda seanslar sayesinde bu sağlıklı beslenmeyi de rahatlıkla, zorlanmadan yaşam tarzı haline getirmiş olacaksınız. Bu sağlıklı beslenme ve biofeedback işlemiyle yaptığımız karbonhidrat ve toksinlerden arınma/detoks programıyla bağırsak floramız ve bağırsak yüzeyi kendini onaracak ve kilo vermenin yanında gastrointestinal sistemdeki şikayetlerde (gaz, diyare, kabızlık vb.) azalma, hipoglisemi ataklarında azalma, uyku düzensizliklerinde gerileme, migren ağrılarında azalma, vücut ağrılarında azalma, konstrasyonda artış ve hayat enerjisinde artış göreceksiniz.